Şöyle bir saçma inançları vardı hayatıma giren kadınların çoğunun ve bu onlara uyuz annelerince kazandırılmıştır. Der ki anne; "sadece sevişmek erkeğe yetebilir ama bize yetmez, biz o yoğun hissi kavga ederken yaşarız". Şimdi yeryüzünde bunun kadar çelişik ve saçma başka bir teori daha yoktur. Kadınlar bütün cinsel yaşam enerjilerini çenelerine aktarmanın adını kavga koymuşlar bu bir, o çeneyi takırdatıp duygu sömürüleriyle kendi egolarına çıkış yolu aramanın adını da yoğun his. Adrenalin kadınlarda mı var, kavgayı onlar mı ederler?
Mesela ben bir defa gerçekten kavga eder onun dışında uğraşmam bile. Adrenaline de sahibim bir sürü şey yaparım; kur yaparım, sürpriz yaparım, ilgi çekmek için uğraşırım... Kadın ise öyle durur orada, bir şey yapmasına hiç lüzum yoktur nasıl olsa o kadındır. Hatta bazen duygusal boşluğa düştüğüm ya da başarısız olduğum zaman biraz destek isterim ama kadın bu teselliyi bile çok görür bana, sadece kendisi teselli edilmelidir. Çünkü kadın aynı cinselliğe sadece sevişmek dediği şekilde görüldüğü gibi gerçek mutluluk ve adrenalinden ziyade, lüzumsuz saçmalıklardan haz alabildiğini düşünmektedir. Aslında seksi de önemser ama zevk alıp kendinden geçmeye başladığı anlarda duruverir aniden, çünkü önemli olmaması lazımdır bunun öyle anlatılmış, öyle inanmıştır. Ben de o an içinden "off yine mi depresyon ve durgunluk" diyerek yatakta da her şeyi kendim yapmak zorunda kalırken kadın bekler öyle. Sanki biri ona bunu görev olarak yüklemiş. Ah ah en berbat hissettiğim anlardır bunlar sanki zorla sevişiyoruz ne bu ya?
Bir başka kadın yalanı da hiç ilginç olmadığım savıdır. Hayır, tamamen yalandır. Bunu kendileri de bilirler. Benimle sevgili olmalarının da benden hoşlanmalarının da nedeni beni ilginç bulmalarıdır. O yüzden bu duruma da gıcık olup "ilginç değilsin işte" diye laf söylerler. Oysa hayatıma giren kadınlarda tam tersine ilginç olanına pek nadiren rastlanır. Neyse ki ben, beyaz atlı prens fantazilerini kadın için kurmam, onlardan güzellikten ve cazibeden en azından iki laf edebileceği kadar da zekadan başka hiç bir şey beklemem, olanı kabul ederim mecburen. Ne zaman tişörtümü yırtarcasına çıldırarak, bayılarak, histerik çığlıklarla sahnedeki bir kadına baktığımı, başarılı bilinen ya da dahi olarak lanse edilen bir kadına "aaay ne ilginç bir kadın" dediğimi duydunuz? Atmayın, benim sözlerim değildir bunlar. Hem gıcık olur hem de severler beni. Üstelik de bu kompleksleri yüzünden kendi dediklerine kendileri de inanmazlar ama çene ya asıl önemli olan mana değil, o yüzden laf söyledim sanıp birbirlerini pohpohlarlar aralarında ancak.
Şu "sadece sevişerek" kısmına gelince sekse olan, kendi bedenlerine, güzelliklerine olan güvensizlikleri de bunun nedenlerinden biridir. Kadınların güzelliklerinden bile habire bahsetmem gerekir. Ama ışığı kapatmakta diretirler misal. Yok göbeklerinde biraz fazla kilo vardır, yok bacaklarının ya da ellerinin biçimi Rita Hayfort'unkine benzememektedir diye düşünüyormuşum gibi kendi kurgusal kadın rakipleri ile savaşır binbir kompleks yaparlar. Sanki en önemli şeydir bu. Aynı kılık kıyafete verdikleri önem gibi kendi bedenlerini de beğenmezler. Ben beğenince de türlü sıfatlar edinirim. Bunun adı sevgi değildir, manyaklıktır. Zaten her şeyi dualize eden, aşkı sevgiden seksten ayıran da, cinselliği de sevişmeyi de sadece yataktaki bir mesaiye indirgeyen de hayatımdaki kadınlardı, ben değildim. Ben kavga edip çeneleri ile uğraşırken de severdim ama kadınlar bu durumu da ciddiye alınmamak olarak yorumladılar.
Nooldu şimdi de adrenalin mi istiyorsunuz? Demediğinizi bırakmadınız o çeneyle her yaklaşıp sarılma arzumuza. Varsa yoksa bezin yeri, bardağın konumu... Bunun için miydi ya her şey? Banane kafanızdaki lüzumsuz kırk tilkiden? Evet, kadınlara yetmiyorum bu doğru çünkü kadınlara hiç kimse yetmez. Kırk tilkiyle yaşayıp sadece duygu sömürüsü gerektiğinde beni ararsınız çünkü. Ve ocağı sildiğiniz beyaz bez her şeyden daha önemlidir. İyi kadın, becerikli kadın vitrini için değişmez unsurlardan birisidir. Ama musluk bozulunca, televizyonda ya da bilgisayarda sorun çıkınca da bıy bıy edersiniz. Hiç bir şey anlamaz mutfaktaki birtakım bezlerin konum ayarıyla mühendislik iddiasında bulunursunuz. Aman da çok analiz ve hesap gerektiren işlerdir. Hayret ya!
6 Aralık 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder